Bu bölümde de Milli Mücadele yıllarından itibaren Ata'mızın hep yanında olan yakın arkadaşlarından bazılarını tanıyacağız.
Ali Fuat Cebesoy (1882-1968)
Kurtuluş Savaşı komutanlarından, diplomat ve siyaset adamı. 1882 yılında İstanbul'da doğdu. Babası İsmail Fazıl Paşa'nın gönülsüzlüğüne rağmen, girdiği Harp Okulu'nda Mustafa Kemal ile aynı sınıfa düşmesi Atatürk'ün ölümüne kadar sürecek bir dostluğun başlangıcıydı.
Kendisini çekemeyenlerce Çerkez Ethem taraftarlığıyla suçlandı. Doğru olmadığı sonradan belgelerle ortaya konan bu suçlama üzerine, ayaklanmaların bastırılmasından sonra, Ankara'ya çağrılarak Moskova Büyükelçiliğine atandı. Mustafa Kemal'in talimatını yerine getirmekle yükümlü olduğu bu zor görevi başarıyla yürüttü ve 10 Mayıs 1921'de Ankara'ya dönerek Meclis'te siyasi çalışmalarına başladı. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanlığı yaptı. 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı.
Cebesoy'un ikinci dönem siyasi hayatı İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı yıllarında başladı. Milletvekili olarak tekrar Meclis'e girdikten sonra Bayındırlık Bakanlığı (1939-1943) ve bir ara TBMM Başkanlığı (1947-1950) yaptı. 1968 yılında öldü.
Celal Bayar (1883-1985)
CHP'de arkadaşları ile 1945'de Dörtlü Takrir'i verinceye kadar görev aldı ve bu tarihte Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu. 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde Genel Başkanı bulunduğu Demokrat Parti'nin iktidarı büyük çoğunlukla kazanması ile 22 Mayıs 1950'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Bayar'ı Cumhurbaşkanlığına seçti. 1954-1957 genel seçimlerinden sonra da Meclis tarafından
Cevat Abbas Gürer (1887-1943)
Cevat Abbas Gürer, 1941 yılına kadar milletvekilliği yaptı. Mustafa Kemal'le ilgili hatıralarını, Ebedi Şef Kurtarıcı Atatürk'ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak (1939) adlı kitapta topladı. 1943 yılında Yalova'da öldü.
Falih Rıfkı Atay (1894-1971)
Yeni Türk alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında dil encümeninde görev aldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın tutumuna şiddetle karşı çıktı. Ulus gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemde Ankara şehir planı jürisinde üyelik ve İmar Komisyonu'nda Başkanlık yaptı. 1946'da çok partili döneme geçildikten sonra Ulus gazetesinde CHP'nin savunuculuğunu sürdürdü. Demokrat Parti'nin 1950'de iktidara geçmesinden sonra Dünya gazetesini kurarak (1952) muhalefete geçti.
Falih Rıfkı Atay, sağlam, atak, anlatımı ve duru Türkçesiyle Cumhuriyet basınının encümeninde usta kalemlerinden biriydi. Günlük siyasi olayları ele alan başyazı ve fıkraları yanında Ulus ve Dünya gazetelerinde Pazar günleri yayımladığı haftalık yazılarında çok usta bir deneme ve söyleşi yazarı niteliği gösteriyordu. Gezi ve anı türlerinde Cumhuriyet döneminin çok ilginç ürünlerini verdi.
Fethi Ali Okyar (1880-1943)
Devlet adamı ve Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurucusu. Pirlepe'de doğdu. İyi bir öğrenim gördü. Vatan Hürriyet Cemiyeti'nde Mustafa Kemal ile beraber çalışdı. 1908 da Paris'te ataşemiliter olan Fethi Bey, Trablusgarp Savaşı çıkınca Paris'ten ayrıldı, Afrika'da yapılan savaşlara katılmak üzere Trablusgarb'a geçti.
Büyükelçi olarak çalıştığı Paris'ten, 1930 yılında dinlenmek için yurda gelen Fethi Okyar'a Mustafa Kemal tarafından yeni bir parti kurması teklifi yapılması üzerine, Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu. Fakat bu parti kapatıldı. Mustafa Kemal'in ölümünden sonra da çalışmalarına devam eden Fethi Okyar, 12 Mart 1941'de Adliye Vekaleti görevinden ayrılmış ve birkaç yıl sonra 7 Mayıs 1943'de vefat etmiştir.
Fevzi Mustafa Çakmak (1856 -1950)
Asker ve siyaset adamı. 1856 yılında İstanbul'da doğdu. Anadolu'da kurtuluş kaynaşmaları başladığı sırada, Saray'ın gözde adamları arasındaydı. 1898 yılında kurmay yüzbaşı olarak Akademi'yi bitirdikten sonra, Arnavutluk'ta görev yaptı. (1899) Arnavutluk ve Rumeli vilayetleriyle ile ilgili ıslahat kararlarını uygulamakla görevli heyette bulundu, (1912) 1917'de Diyarbakır'da tümen komutanlığı, aynı yıl Filistin'de 7. Ordu Komutanlığı yaptı. 1918'de Genelkurmay Başkanlığında görevliydi ve Mustafa Kemal'in Samsun'a hareketinden bir gün önce de 1. Ordu Müfettişliğine atandı.
1919 yılı başlarında Ali Rıza Paşa Kabinesi'nde Harbiye nazırı oldu. Fevzi Paşa 3 Mayıs 1920'de Kozan Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne katıldı; aynı gün de Milli Savunma Bakanlığına ve İcra Vekilleri Heyeti Reisliğine getirildi.
1920 sonlarında Erkân-ı Harbiye'si Umumiye Vekil Vekiliydi. 1921'de II. İnönü Savaşı'ndan sonra Korgenerallik rütbesiyle Genelkurmay Başkanlığına getirildi. Sakarya Zaferi'nin ardından da Meclis'ten Mareşallik rütbesini aldı. İlk yıllarda aynı zamanda milletvekiliydi, ama 1925'te askerlikle siyaset arasında bir seçim yapma durumunda kalınca asıl mesleğinde karar kıldı ve 1944 yılında yaş haddinden emekliye ayrılıncaya kadar Genelkurmay Başkanlığında kaldı. En büyük başarısı Atatürk ile İnönü'nün de kesinlikte aynı görüşte olmalarından güç alarak, orduyu siyaset dışında bırakabilmesiydi.
Çakmak, askerlik hayatını iki ayrı döneminde, iki eser yayınladı: "Gorbi Rumeli'nin Sureti Ziya ve Balkan Harbi'nde Garp Cephesi Hakkında Konferanslar" (1927) ve "Büyük Harbde Şark cephesi hareketleri". (1936)
Mareşal Fevzi Çakmak, 1948'de siyaset sahnesine çıktı ve emekliye ayrılışından sorumlu tuttuğu İnönü'ye karşı çıkmak için DP listesinden İstanbul Milletvekili olarak Meclis'e girdi.
Hasan Rıza Soyak (1888-1970)
Hasan Rıza'nın görevleri değişirken aynı kalan bir şey vardı; Mustafa Kemal'in kendisine karşı beslediğiHasan Rıza başından sonuna Mustafa Kemal'in özel hesaplarını tutan ve harcamalarını yapan kişi olarak kalmıştır. 1970 yılında İstanbul'da öldü.
İsmet İnönü (1884-1973)
1884 yılında İzmir'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Sivas'ta tamamladıktan sonra Mühendishane İdadisi'ni (Askerî Lise) bitirdi.1903 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1906 yılında Harp Akademisi'nden mezun olarak, ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptı.1910-1913 yılları arasında Yemen İsyanı'nın bastırılması harekatına katıldı. Bu ve bundan önceki görevlerinde hudut problemleri ve asilerle yapılan antlaşmalarda başarılı hizmetleri ve mesleki özellikleriyle dikkati çekti. I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk'ün emrinde çalıştı ve öğrencilik yıllarından beri devam eden dostlukları ile devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti. Suriye Cephesi'nde savaştı; Milli Mücadele sırasında Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı olarak çalıştı. Edirne
Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz'dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Mütarekesi'nde Büyük Millet Meclisi'ni temsil etti. Lozan Barış Konferansı'na Dış İşleri Bakanı ve Türk Heyeti Başkanı olarak katıldı. 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması'nı imzaladı.
Cumhuriyet'in ilanından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükümette Başbakan olarak görev aldı, 1924-1937 yılları arasında bu görevini sürdürdü.
İnönü, Atatürk inkılaplarının gerçekleşmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlam temeller üzerine oturtulmasında Atatürk'ün en yakın mesai arkadaşıydı.
Atatürk'ün ölümünden sonra, 1938 yılında, TBMM tarafından Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'yi savaş felaketinin dışında tutmayı başardı. Savaştan sonra çok partili siyasi rejime geçilmesinde en büyük destek oldu. 1950 yılında, yapılan seçimleri kaybettikten sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasi yaşamını sürdürdü. 27 Mayıs harekatından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı.
1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasi yaşamına devam etti, 1972'de Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek; ölünceye kadar (25 Aralık 1973) Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu Tabii Üyeliği görevinde bulundu.
İzzettin Çalışlar (1882-1951)
Kazım Karabekir (1882-1948)
Asker, Milli Mücadele kahramanlarından ve siyaset adamı. 1882 yılında İstanbul'da doğdu. İlk öğrenimini değişik yerlerde tamamladı. Ortaokul ve liseyi Fatih Askeri Rüştiyesi'nde ve Kuleli Askeri Lisesi'nde okudu. Karabekir, Harp Okulu'nda Mustafa Kemal ile tanıştı.1902'de Harp Okulu'nu, 1905'te Harp Akademisi'ni bitirdi. 1909'da İstanbul'da patlak veren 31 Mart Olayı'nı bastırmak üzere buraya gönderilen Hareket Ordusu'nda Mustafa Kemal ile birlikte Kazım Karabekir'de vardı.
I. Dünya Savaşı başlarında yarbaylığa yükselen Karabekir, savaş yılları boyunca İran sınırında, Halep'te, Doğu Cephesi'nde, Çanakkale'de bulundu. 1917'de atandığı Diyarbakır'daki 2. Kolordu Komutanlığından sonra, Erzincan yakınındaki Kafkas Kolordusu'nun başına getirildi ve bu görevi sırasında Ermenileri püskürterek Erzincan ve Erzurum'u geri aldı. Sarıkamış'taki kolordu ile işbirliği yaparak Kars ve Gümrü kalelerinin alınmasında üstün başarı gösterdi. Bunun sonucu olarak da generalliğe yükseltildi.
Kazım Karabekir Doğu'da Milli Mücadele'yi sürdürürken Edirne milletvekili olarak birinci Büyük Millet Meclisi üyeleri arasına girdi ve böylelikle siyasi hayata atıldı. 1923 seçimlerinde de İstanbul'dan milletvekili seçildi. Aynı zamanda merkezi Ankara'da olan 1. Ordu Komutanlığı görevini aldı. Daha sonraları Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez Paşalarla birleşerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu (1924) ve bu partinin Genel Başkanlığını üzerine aldı. Partinin ömrü uzun olmadı ve 1926'da Mustafa Kemal'e karşı yapılan suikast girişiminden sonra kapatıldı. Kazım Karabekir 1948 yılında Ankara'da öldü.
Kazım Özalp (1880-1968)
Kılıç Ali (1888-1971)
Asker ve siyaset adamı. Askeri okulu bitirdikten sonra binbaşı rütbesiyle I. Dünya Savaşı'na katıldı. Kurtuluş Savaşı'nda Maraş, Antep yöresinde milli kuvveti kurmakla görevlendirildi. Karayılan ve Şahin Bey ile birlikte bu bölgede çıkan ayaklanmaları ve Kırşehir isyanını bastırdı. Maraş, Antep ve Urfa'da bulunan Fransız kuvvetlerine karşı yapılan çatışmalardaki başarısı ona, Antep kahramanı olarak ün sağladı. Ağrı isyanı sırasında kurulan İstiklal Mahkemeleri'nde üyelik yapan Kılıç Ali, 1920-1938 yılları arasında Antep Milletvekilli olarak TBMM'de bulundu. 1970'de Yeni Türkiye Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. "Hatıralarını anlatıyor" (1955), "Atatürk'ün Hususiyetleri" (1955), "İstiklal Mahkemesi Hatıraları" (1955) adlı kitapları vardır.
Mazhar Müfit Kansu (1873-1948)
Mustafa Cantekin (1878-1955)
İki Mustafa'nın dostluğu hızla gelişti ve çok geçmeden kendilerine katılan, genç subaylardan, Kırşehirli Lütfi Müfit (Özdeş) Efendi'yle birlikte gizli Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdular.
Sürgünden döndükten sonra öğrenimini tamamladı. Kurtuluş Savaşı başlarında Mustafa Kemal'in yanında yer aldı. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Kırşehir Milletvekili olarak girdi. 1950'ye kadar da sürekli olarak Meclis'te kaldı. Milletvekilliğinin sürdüğü yıllarda bir ara da Afyon Askeri Hastanesi'nin başhekimliğini yaptı. Savaş yaralılarını kurtarmak için çaba gösteren Mustafa Efendi, 1955 yılında Ankara'da öldü.
Mustafa Necati (1894-1929)
Mustafa Necati, 1928'da eğitimimizi daha üstün bir duruma getirmek için acele alınması gereken tedbirleri düşünmüş ve kanun haline getirmişti. İlk defa temelli olarak ve çok sayıda öğretmen yetiştirmekle zorunlu ilköğrenimi gerçekleştirme yolunu açtı. Onun zamanında kabul edilmiş kanunlarla öğretmenlik, bir meslek haline geldi. 1928'de Türk harflerinin kabul edilmesiyle eğitimimizde görülen gelişme de onun zamanında gerçekleşti.
Muzaffer Kılıç (1897-1959)
Mustafa Kemal'in yaveri. 1897'de İstanbul'da doğdu. Harp Okulu'nu, topçu teğmeni olarak bitirdi. Galiçya Cephesi'nden sonra Filistin'de 7. Ordu Müfettişliği yaverliği yaptı ve bu sırada 7. Ordu'yu komuta eden Mustafa Kemal'in karargahına geçti. Kumandanın emir subayı oldu. Bu beraberlik 1930 yılına kadar sürdü. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde, Heyeti Temsiliye çalışmalarında Mustafa Kemal'in sivil karargahında kaldı. Ankara'ya geldikten sonra görevini sürdürdü.
Muzaffer Kılıç, Cumhuriyet'in ilanından sonra, baştan beri Mustafa Kemal'in yanındaki diğer subaylarla birlikte, terfi etti ve yüzbaşı oldu. Çankaya Köşkü'ndeki görevini aksatmadan, Ankara Hukuk Mektebi'ne girdi ve 1928'de mezun oldu. Kısa bir süre sonra da iş hayatına atıldı. Ticaretle uğraştı. Bir nebati yağ fabrikası kurdu. Bu arada İstanbul Şehir Meclisi Üyeliğine seçildi ve uzun yıllar burada kaldı. Aynı zamanda Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi'nin yöneticiliğini üstlendi. 1939'da bir dönem Giresun Milletvekilliği yaptı.
1959'da özel işlerini izlemek için Ankara'ya giden Muzaffer Kılıç Kızılay'da, sokakta geçirdiği bir kalp krizi sonunda öldü.
Müfit Özdeş (1874-1940)
Girişimin cezası, korktuğundan hafif oldu ve rütbesinin geri alınmasını beklerken, sürgün niteliğinde bir atanma emri aldı. Mustafa Kemal ile birlikte Şam'a gönderildi.
İstanbul'da başlayan dostluk Şam'da daha da koyulaştı. Mustafa Kemal ile hemen her vakit beraber idiler. Çok geçmeden sürgünde tanıştıkları, tıp öğrencisi Mustafa Efendi, düşüncelerine yeni unsurlar ekledi. Aslında o da siyasetle ilgilendiği için İstanbul'dan uzaklaştırılmıştı.
Çok geçmeden bu üç arkadaş düşüncelerini gerçekleştirmek için bir örgüt meydana getirmeye karar verdiler ve Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdular. Gizli cemiyetin karargahı tıp öğrencisi Mustafa Efendi'nin dükkanıydı. Lütfi Müfit, Milli Mücadele'nin başından itibaren eski arkadaşı Mustafa Kemal'in yanında yer aldı. Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar cephelerde savaştı. Savaşın sonunda Binbaşılıktan emekliye ayrılarak Meclis'e girdi. (1923) 1939'a kadar Milletvekilliği yaptı. Bu süre içinde bir ara Şehremaneti Müfettişliği yapan Lütfi Müfit 1940'da İstanbul'da öldü.
Nuri Mehmet Conker (1882-1937)
1882 yılında Selanik'te doğdu. 1902'de Harbiye'yi, 1905'de Harp Akademisi'ni bitirdi. Atatürk'ün çocukluk ve silah arkadaşıdır. Conker Selanik'te 3. Ordu'da, Hareket Ordusu'nda, Arnavutluk Harekatı'nda, Afrika'da Trablusgarp ve Bingazi Muharebelerinde, Anafartalar'da ve Conkbayırı Muharebelerinde, doğuda Muş Cephesi'nde bulundu. İleri saflarda yer aldığı Bolayır ve Conkbayırı Muharebelerinde yaralandı.
Nuri Conker, 1920 Haziranı'nda Ankara'ya gelerek Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Kendisine önce TBMM tarafından basın ve istihbarat müdürlüğü görevi, bir süre sonra da Ankara bölge komutanlığı verildi. Kısa bir süre de Ankara Valiliği yaptı. 1921 Mart ayı içinde bazı satın alma işleri için Almanya'ya gönderildi; Eylül 1920, Mart 1921 tarihlerinde 41. Tümen Komutanlığı ve aynı zamanda Adana Valiliği görevini yürüttü.
1921 yılında kendi isteğiyle emekli olan Conker, 1925-1927 yılları arasında Kütahya Milletvekilliği, 1932-35 yılları arasında da Gaziantep Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilliği yaptı. Conker'in Zabit ve Komutan adlı bir eseri vardır. 1937 yılında Ankara'da öldü.
Ömer Naci (1878-1916)
Okuldan kovulmasının düşünüldüğü bir sırada bir hocasının arka çıkmasıyla 1895 yılında Manastır İdadisi'ne sürüldü. Ne var ki, Ömer Naci'nin bu yeni okulda ilk ilgilendiği kişilerden biri de o tarihlerde aynı okulda okuyan Mustafa Kemal oldu. Ömür boyu sürecek bir dostluk hemen o günlerde başladı. Ömer Naci güzel konuşmasıyla Mustafa Kemal'i etkiledi. Ömer Naci Subay çıktıktan sonra İttihat ve Terakki Fırkası'na girdi; burada yönetim kurulu üyeliğine kadar yükseldi; İttihat ve Terakkiciler'in hükümeti ele geçirmelerini sağlayan Babıali Baskını'nı düzenleyenlerin başında o vardı. Subay olarak Kafkas Cephesi'nde, İran'da bulundu. Buralarda Teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak baskınlar düzenledi, çete savaşları vardı. 1916 yılında Kerkük'te bulunduğu bir sırada tifüse yenildi ve öldü.
Ruşen Eşref Ünaydın (1892-1959)
Refet Bele (1881-1963)
Cumhuriyet'in ilanından sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na girdi. 1926 yılında milletvekilliğinden ve askerlikten ayrılan Refet Bele, 1935-1939 ve 1946-1950 tarihlerinde İstanbul Milletvekili seçildi.
Salih Bozok (1881-1941)
Yüzbaşı Salih, Mustafa Kemal'in yanında, Heyeti Temsiliye'de görevli olarak Ankara'ya gitti. Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken o da Meclis Başkanı Başyaveriydi. Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı seçilince yarbay Salih de Cumhurbaşkanlığı Başyaveri oldu. Yarbay rütbesinde ordudan istifa ettiğinde önce, o zamanki adı Bozok olan Yozgat'tan milletvekili seçildi; milletvekilliği 1939 seçimlerine kadar her dönemde yenilendi; bu arada Mustafa Kemal'in sofrasındaki yerini ve çevresindeki görevini de muhafaza ediyordu. Salih Bey bu dönemde İş Bankası'nın kurucuları ve hissedarları arasında yer aldı. Mustafa Kemal'in ölümüyle Salih Bozok'un dünyası da yıkılmış oldu. Milletvekilliği sürdüğü halde sağlık durumundan şikayet ederek Yalova'ya çekildi ve 1941 yılında öldü.
Rauf, Hüseyin Orbay (1881-1964)
Rauf Orbay 1881 yılında İstanbul'da doğdu. Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle "Hamidiye Kahramanı" ünvanını kazanmıştı. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye Nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesi'ni imzalamak zorunda kaldı. Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921'de Ankara'ya gittiğinde kendisine Nafia Vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis İkinci Başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında birkaç ay Başbakanlık yaptı. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra Büyükelçisi oldu. Rauf Orbay 1964 yılında öldü.
Tevfik Rüştü Aras (1883-1972)
Tevfik Rüştü Aras 1883 yılında Çanakkale'de doğdu. Beyrut Tıbbiyesi'ni bitirdi ve doktor olarak İzmir, Selanik ve İstanbul'da çeşitli görevlerde bulundu. İttihat ve Terakki'ye girdi. Selanik'te Mustafa Kemal ile yakın arkadaş oldu. 1918'de Meclisi Ali-i Sıhhi (Yüksek Sağlık Kurulu) üyesiydi. 1920 yılında Ankara'da TBMM açıldıktan sonra Muğla'dan (müstakil Menteşe livası) milletvekili seçildi. İlk dönemde Kastamonu İstiklal Mahkemesi Üyeliğine getirildi. TBMM Hükümeti'nin Rus Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ne ilk büyükelçi olarak gönderildiği Ali Fuat Paşa (Cebesoy) delegasyonu ile Moskova'ya gitti. 1923'ten 1939'a kadar İzmir Milletvekilliğinde bulundu.
Tevfik Rüştü Aras'ın Dış İşleri Bakanlığı sırasında verdiği söylevleri Numan Menemencioğlu tarafından derlenerek bir kitap haline getirilmiştir. Lozan'ın İzlerinde On Yıl (1937, Fransızcası; 10 ans surles traces de Lausanne), Uluslararası Diplomasi Akademisi tarafından yayımlanan Diplomasi Sözlüğü (Dictionnaire diplomatigue) Türkiye'nin Dış Politikası (Lapolitigue exterieure de la Turguie) maddesini de Tevfik Rüştü yazmıştır. Günlük basında çıkan yazılarının güncel olmayanlarını Görüşlerim (1945 ve 1963) adlı iki cilt kitapta toplayan Tevfik Rüştü Aras, 1972 yılında İstanbul'da öldü.
Yunus Nadi Abalıoğlu (1880-1945)
Gazeteci Yunus Nadi Abalıoğlu 1880 yılında Fethiye'de doğdu. Abalızade Hacı Halil Efendi'nin oğlu olan Yunus Nadi, ilk öğrenimini Fethiye'de yaptı, Rodos adasında Süleymaniye Medresesi'nde, İstanbul'da Galatasaray Sultaniyesi'nde okudu. Sonra Hukuk Mektebine devam etti. 1900'da Malumat gazetesinde çalışmaya başladı. 1910'da İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin çıkardığı Rumeli gazetesinin başyazarı oldu. 1911'de Meclis-i Mebusan'a Aydın Milletvekili olarak katıldı. 1918'de İstanbul'da Yenigün gazetesini kurdu. 1920'de Muğla Milletvekili olarak TBMM'ne girdi. 1924'te İstanbul'da Cumhuriyet gazetesini kurdu ve ölümüne kadar başyazarlığını yaptı. TBMM'nin 6. dönemine kadar Muğla Milletvekilliğini yapan Abalıoğlu, 28 Mart 1945'te tedavi için gittiği Cenevre'de öldü.
Afet İnan
Mustafa Kemal tarafından Fransızca öğrenmesi için İsviçre'ye gönderilen Afet İnan, 1908'de Selanik'te doğdu. 1925'te Bursa Kız Öğretmen Okulu'nu bitirdi. 1927'de Türkiye'ye döndükten sonra, 1931'de Türk Tarih Kurumu'nun kurucuları arasına katıldı. 1935-1938 arasında Cenevre Üniversitesi'nin Toplumsal ve Ekonomik Bilimler Fakültesi'nde öğrenim gördü ve 1939'da burada doktora çalışmasını tamamladı. Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde doçent ve profesör oldu. Değişik üniversitelerde Cumhuriyet ve Devrim Tarihi dersleri verdi. Hem Atatürk'le ve Cumhuriyet'le ilgili anılarının bulunduğu hem de değişik konularda eserleri bulunan Afet İnan, 1985'te Ankara'da öldü.
Ahmet Bey, Agayef (Ağaoğlu)
Türk düşünce dünyasının önemli isimlerinden olan Ahmet Ağaoğlu, 1868'de Azerbaycan'ın Şusa kentinde doğdu. Şusa'da ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra Petersburg'da ve ardından da Paris'te eğitimini sürdüren Ağaoğlu, Sorbonne Üniversitesi'nde tarih ve filoloji okudu. Bu arada Fransız dergilerine özellikle Fars dili ve edebiyatı üzerine makaleler yazdı. Çarlık Rusyası'nda Türklerin de diğer milletlerle eşit haklara sahip olması gerektiğini dile getirdi, Hayat ve İrşad adlı dergileri yayınlandı.
II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a gelen Ahmet Ağaoğlu, Darülfünun'da tarih ve Rus dili dersleri verdiği sıralarda Türk Yurdu dergisini çıkardı. Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmalarına katıldı. 1912'deki Meclis-i Mebusan seçimlerinde Afyon'dan mebus seçilen ve aynı yıl içinde İttihat ve Terakki'nin Merkez-i Umumi Üyeliğine getirilen Ağaoğlu, Mütareke'de tutuklanarak Malta'ya sürüldü. Sürgünden sonra Ankara'ya geçerek Milli Mücadele saflarına katılan Ahmet Ağaoğlu, bir süre Matbuat Umum Müdürlüğü görevini üstlendi, Hakimiyet-i Milliye'nin başyazarı oldu. Zaferden sonra Ankara Hukuk Mektebi'nde hocalık yaptı. Ağaoğlu 1939'da İstanbul'da öldü.
Hamdullah Suphi Bey (Tanrıöver)
Hasan Bey (Saka)
Trabzon'un Sürmene ilçesinde 1885'te doğdu. Mülkiye Mektebi'nden mezun oldu. Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Trabzon Mebusluğu yaptı. Anadolu'ya geçtikten sonra TBMM'de yine Trabzon mebusu olarak görev yaptı ve Lozan'a giden heyette başkan yardımcısı olarak bulundu. Çeşitli dönemlerde İktisat, Ticaret ve Maliye Bakanlıklarında bulunan Saka, II. Dünya Savaşı yıllarında Dış İşleri Bakanlığı'na getirildi. Eylül 1947'de hükümeti kurmakla görevlendirilen Hasan Saka, 1949'da Başbakanlık'tan ayrıldı ve 1954 seçimleri sonrasında siyasal yaşamdan çekildi. 29 Temmuz 1960'da İstanbul'da öldü.
Hüsrev Bey (Gerede)
Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı yıllarındaki yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Hüsrev Gerede, 1888'de Edirne'nin Karaağaç ilçesinde doğdu. 1908'de kurmay yüzbaşı oldu. Erzurum'da Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu'da Kurmay Başkanı olarak bulundu. Mustafa Kemal ile Samsun'a çıkanlar arasında yeraldı. Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Trabzon Milletvekili olarak Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni temsil etti. Birinci Meclis'te Trabzon Milletvekili olarak görev yaptı. 1920'de Gerede'de çıkan ayaklanmanın bastırılmasındaki katkıları nedeniyle Atatürk tarafından kendisine "Gerede" soyadı verildi. Çeşitli elçilik görevlerinde bulundu. Türkiye'nin Japonya ve İran'la ilişkilerinin gelişmesinde rol oynayan Gerede, İstanbul'da 1962 yılında öldü.
Kâzım Bey (Dirik)
Mustafa Kemal'le birlikte Samsun'a çıkan subaylar arasında bulunan Kazım Bey, 1881'de Manastır'da doğdu. Harp Okulu'nu bitirdikten sonra Balkan Savaşı'na katıldı, I. Dünya Savaşı'nda çeşitli birliklerde görev yaptı. Mustafa Kemal'in Kurmay Başkanlığını da yapan Kazım Bey, Gürcistan'da Ankara Hükümeti'nin temsilciliğinde bulundu. Milli Mücadele sırasında önemli görevler üstlendi.
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra İzmir Valisi olan Kazım Dirik, 1935'te Trakya Genel Müfettişliğine atandı. Tarihe ve eski eserlere karşı olan ilgisi nedeniyle özellikle İzmir Valiliği sırasında başarılı hizmetleri olan Dirik, 1941'de Edirne'de öldü.
Recep Peker
Cumhuriyet Halk Fırkası'nın ilk Genel Sekreteri olan Recep Bey (Peker) 1889'da İstanbul'da doğdu. 1907'de Harp Okulu'nu, 1919'da Harp Akademisi'ni bitirdi. 1920'de Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere Anadolu'ya geçti. Kütahya Milletvekili seçildiği 1923'ten başlayarak dört kez Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliğine seçilen Peker, Ağustos 1946'da çok partili dönemin ilk hükümetini kurdu. Eylül 1947'de Başbakanlık'tan istifa etti. 1923'te Hakimiyet-i Milliye gazetesine başyazılar da yazan Recep Peker'in 1935'te İnkılap Tarihi Dersleri adlı bir kitabı yayınlandı.
Yusuf Bey (Akçuraoğlu)
Türkçülük akımının ilk aşamasının önde gelen düşünürü ve tarihçisi olan Yusuf Akçura, 1876'da Kazan'da doğdu. İstanbul'da Harbiye Mektebi'ni ve Paris'te Siyasal Bilgiler Yüksek Okulu'nu bitirdi. Rusya'ya dönen Akçura, Kazan'da öğretmenlik yaptı. Bu dönemde Mısır'da çıkan Şura-yı Ümmet ve Türk gazetelerinde çok sayıda imzasız makalesi yayınlandı. Bunlar içinde 1904'te Türk gazetesinde çıkan "Üç Tarz-ı Siyaset" başlıklı dizi makale özel taşır. Akçura, 2. Meşrutiyet'ten sonra İstanbul'a geldi. Türk Derneği ve Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer aldı. Milli Mücadele'ye katıldı. Cumhuriyet döneminde Kars Milletvekilliği sırasında Ankara Hukuk Mektebi ile İstanbul Darülfünun'nda siyasal tarih dersleri verdi. 1931'de Türk Tarih Kurumu'nun kurucuları arasında yer aldı ve 1932'de kurumun Başkanı oldu. Milletvekili olmasına rağmen 1925'ten sonra günlük siyasetle uğraşmadı. 1935'te İstanbul'da öldü.
(Bu bölüm Toktamış Ateş'in "Devrim Tarihi" adlı kitabından ve forsnet'ten alınmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder